30 Mayıs 2011 Pazartesi

Sevmeye Değecek Bir Bahar



Evden çıkmıştım, hiç bir sebebim yoktu.Yürümeye niyetliydim ki, kendimi minibüste buldum.Para uzattım en uzak mesafe olan yerin adını zikrettim.Yol gidiyordu ayağımın altından ben gidiyordum hayatımın içinden biraz uzak bir yere…Yol bitti..Geri dönmek işime gelmedi.Gördüğüm ilk mantıklı dükkana daldım.Alsana bir şarküteri.İnsan bir şarküteriden sebepsizce ne alabilir ki?Elbette su ,her derde devadır…Aldım suyumu yürüdüm.Su bana baktı iç dercesine.İçtim suyun bile susması gerekti bugün bu anda.Yürümeye devam ettim.Ne kadar yürüdüğümü iskelenin ucunda durup kağıt mendil satan çocuğun kolumu çekiştirmesiyle durduğumda anladım.Birde mendil katılmıştı yolcuğumuza.Sonra denize baktım,en sevdiğim şeye.Gel dedi usulca ısrarsız.O anladım ne kadar ihmal ettiğimi sevdiceğimi.Vapura bindim.Bu defa vapurla yürüdük suyum,mendilim,sigaram ve ben.Birde müzik çalar eşlik etti bize.Metin Kemal in o güzel yorumuyla.Uzunca süre Metin Kemal söyledi biz sustuk biz sustukça Zeki Müren çıktı sahneye..Biri indi biri çıktı..Bizde indik hep beraber Avrupa yakasının iskelesi olan bir semtinden vapurdan.Ama nerde olduğumuzu bir an bile düşünmedik.Kısa süre sonra suyun benim ihmalim yüzünden seyahatimizden zorunlu şekilde ayrıldığını farkettik.Üzülmedik.Sonra kağıt mendilin gözyaşlarıma teslim olup her bir cebime çantama büzüştürülüp koyulduğunu farkettim.Sigara paketimi de bir sigara verirmisin diyen gence hediye etmiştim teşekkür edip bir tane yeterliydi deyişine aldırmadan.Müzik çalarımın sahneside boştu şarjı tükenmiştim.İşte şimdi yanlızdım.Tamamen.Yoo hayır değildim.Deniz mini bir dalgayla Heyy! Yanındayım demişti bile bana.Sonra oturdum karşısına başladık hasbihale.Ben yine tükenmeye yönelik kışlar yazlar severek üzülmüş geri gelmiştim tek vefalı sevdiceğime.Sustu dinledi.Hiç konuşmuyordu.Ben devam ettim.Dedim artık değecek bir şeyler lazım sevmeye.Nice yalancı baharlardan sonra.Dedim sevmeye değecek bir sensin birde annem.Bana dediki denizim; sadece sevmeyi dene.Neyi sevdiğini nasıl sevdiğini, nasıl sevildiğini düşünmeden sev.Sevmeye değecek bir baharın mutlaka varolduğunu unutma.Dedim yine ukalasın.Senden aldığım her tavsiyeyle yine sana dönüyorum.Nedir bu bir oyun mu?Sen böylemi seversin?Sustu.Sustu uzun süre sustu.Bindim vapura bu defa farkındaydım herşeyin .Eminönü’nden Kad.köye dönüyordum.Tesadüfen su şişeme denk geldim yine.Aldım bir yudum tadı acıydı.Yinede çantama koydum yarım yudum kalmış olmasına rağmen şişeyi.Cebimden büzüşmüş kağıt mendilimi aldım sertçe sildim yaşlarımı.Yaşlıca bir amcadan tek bir sigara aldım.Oldukça sertti sigara.Öksürmemek için gözlerimi kızarttım, tıkandım.Beynimde şarkı söyledim.Öyle bir bağırıyordumki içimde kendi sesimden ürktüm sustum.O anda vapurun hoparlöründen Candan ın sesi yükseliyordu.”Ben kimim”…İndim vapurdan ben kimdim?Kimden şikayetçi?Kime minnettar?Sevmeye değer bahar nasıl bir şeydi?işte buydu sevmek…Şekli sureti olmayan sana bahar olanı görüp sevmekti aşk.Sadece bir kazak almak niyetiyle bir butik yerine alışveriş merkezine giden bir alışverişkoliğin şaşkınlığına düşüyorduk her matemde.Bu defa bir kitapçıya girdim.Tezgahtaki yeni kitapların arasından önceki kitabını güzel ama fikirlerinin hoşuma gitmediğini bildiğim bir yazarın kitabını aldım.Bana ters düşüncelere sahip bir insanın bakış açısıyla okuyacaktım Aşk’ı. Sevmeye değecek bir bahar arıyorum.Hava grileşmeden yağmur yağacak mesela.Tam şemsiye açmışken dinecek aniden.Gölgesiz ,şekilsiz tamamen duygusal…Ama illede bir bahar.Yaz değil,kış değil bahar…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder