Bu yaşıma kadar fazla
kilolarımı tartılarak fark etmedim ben..Ne giydiğim giysilerin bedenime
olmaması, ne terazideki uçuk rakam..Aslolan bedenimin bana ağır gelmesi.Kışın
hareket kabiliyetimizi kısmen de olsa kaybetmemiz artı kilolar olarak bize geri
dönüyor.Hele mesai saatleriniz benimkisi gibi dengesiz ise..Eve geç gidip , aç
uyuyabilmek ayrı bir beceri istiyor.Ben yapamıyorum.Bir meyve ya da yoğurt ile doyanları kıskanıyorum."Diyet yap"
dediğinizi duyar gibiyim.Ama maalesef kansız iseniz vücudunuz diyet yapmanıza
müsaade etmiyor.Sürekli bir şeyler yiyerek gücünüzün geri geleceğini düşünüyorsunuz.Sonuç; güç kısa sürelik geri geliyor ve hoop gelsin kilolar..Hele
hele kan şuruplarının bedeninize armağan ettiği fazla kilolar artık sizin bir
parçanız oluyor ve gitmiyorlar.Kansızlık kadınların %90 nında mevcut.Kimisi
fark edecek kadar ağır yaşıyor kimi ara ara halsizlik çekerek..Tavsiyem kan
yapıcı yiyecekler tüketin ki; kan şurubu içecek duruma gelmeyin..Tüm bunlar alemin
fiziksel boyutunda bedenimizin bana ağır gelmesiyle varolmamın dayanılmaz
ağırlığı ile ilgili idi.
Bir de işin manevi
boyutu var ..
İnsan ruhuyla ,
maneviyatıyla varolur aslında..Fikirleri , düşünceleri , kararları
vardır.Hayatına müdahale ediliyor olsa bile son kararları verecek ya da
kendisine diretilen şeyi kendince yorumlayacak özgürlüğe her zaman
sahiptir.Düşünen bir varlık olan insanın ara ara varolmanın dayanılmaz ağırlığı
ile yüzleşip bunalması normaldir.Kimimiz bunu bir dost ile aşar kimimiz
mükemmel ebeveynlerimiz sayesinde kimimiz çok zekidir kendi başına halleder
kimimiz aşkla kimimiz bizi diğerlerinden ayrı kılan özelliklerimizle
aşarız.Kimimiz aşamayız ve toplumun dışına itilen deliler oluruz ( ki ben
delileri normal insanlardan daha dürüst bulduğum için daha çok severim).Profesyonel
olarak delilerle ilgilenenler, deli denmesine çok kızarlar deli değil akıl
hastası.Aman aklınızda bulunsun. Kimse deli doğmaz değil mi ? Kimsenin kötü
olarak doğmadığı gibi.Sebeplere bakmak lazım en çokta o güne gelene kadar
yaşanan sürece.Ve kimsenin ömrünü akıllı olarak sonlandıracağının da garantisi
yok.Yargılamadan ya da dışlamadan düşünmek lazım.Ben mesela bir ara “acaba
deliriyor muyum?” diye düşünmüştüm.Öyle bir ince çizgi ki.Zihniniz engel olamadığınız
şekilde size hükmettiğinde ya da sürekli aynı düşüncelerle köşeye
sıkıştığınızda her biriniz kendinize sormuşsunuzdur “deliriyor muyum?”..Yok yok
o kadar kolay değil korkmayın.Peki nasıl korunacağız delirmekten?
Bilmiyorum.Bildiğim kendimi uzman bile olsa başka birine tamamen
açmayacağımdır.Doğru olanı yaptığımı iddaa etmiyorum.Hala akıllıyım.Bence insan
zihnini kalbine emanet ederse delirmekten kutrular.Tabi kalbe emanet edilen
hayat size dışarıdan “manyak bu” denmesine sebep olabilir.Varsın olsun ziyanı
yok.Ben kalbin yanlışa götürdüğüne inanırım fakat insanı yok edecek kadar zarar
vereceğine inanmam.Zaten ne zaman köşeye sıkışsak bizi sevdiğinden emin
olduğumuz yani kalbimizin seçtiği kişileri aramaz mıyız?
Benim kendimi ruhsal
açıdan tedavi ettiğim belli şekiller var. Seyahat etmek mesela. İnanılmaz özgür
hissettiriyor .Ne biriktirdiyseniz içinizde döküp saçıp sonra geri toplayıp
dönüyorsunuz.Bir diğeri kitap okumak ya da film izlemek.Başka hayatları daha
masrafsız keşfedip , kendi hayatınızı gözden geçirmenizin iyi yollarından.Son
keşfim ise bir şeylerin olmasını çok istediğim halde olmadığını gördüğümde
elimde olup da yapmadığım şeylerin listesini yapıp kendimi aşmayı
seçtim.Düşüncesi bile beni kısa süreli depresyonumdan çıkarmaya yetti.
Bir liste yapın..
Aslında gerçekleştirdiğinizde (ki buna gücünüz vardır ) hayatınızı , hayata
bakışınızı olumlu yönde değiştireceğini bildiğiniz şeyleri yazın..Sonra
planlayın en çabuk gerçekleştirebileceklerinizden en imkansıza doğru..Kolay
olanları gerçekleştirmeye başladığınız inanılmaz bir güç toplamış olacaksınız.
Yorulmaz, yılmasanız başarmanız işten bile değil. Daha mutlu daha özgüveniniz
yüksek bir şekilde yaşamaya devam edebilirsiniz.
Mühim olan kalbinizin
size ağır gelmemesi.Herşeyden önce kalbinize sahip çıkın ve akabinde
beyninize..O zaman hayat daha kolay gelecektir..
Var olduğumuz sürece
yapacak bir şeyler her zaman vardır..