8 Ağustos 2012 Çarşamba

MASKELİ BALO


Yanlışları görüyorum gün ışığı yardımıyla...


Sislerle büyülenmiş sahte gülücükler diyarındayız.

Yalancı denizimin de dediği gibi maskeli yüzler etrafımızda.



Her birinin kilitli çeyiz sandığı misali yaşamaktan korktuğu

ya da sürekli özlemini duyduğu bir hayatı var.



Sandık açılınca kiminden gül, kiminden nergis kokusu,

kiminden küflenmiş hayat kokusu,

kiminden eskimiş şarap kokusu yükseliyor.



Her şey aynı boşlukta yuvarlanıyor.

Küçücük, portakal kabuğu tadında farklar dışında.



Çoğu, bilinmezlik içinde bilgelik oynuyor,

kimisi babasının verdiği topaçla meşgul.

Sonuçta hepsi gerçeklerin bir iki adım gerisinde.

Herkes birbirinden açık kıçına gülüyor.

Arkasına bakmayı bilmediğinden...



Yitirilmiş umut, hayat ve sevinci aradıkları yer yanlış, hepsinin de...



Yine o mükemmel hata rol oynuyor: Doğruyu yanlış yerde arama.



Burada ve her yerde ne Polyannacılık,

ne kral çıplak diye haykırılan gerçekçilik,

ne de Yılmaz Güney gibi devrimcilik fayda eder.



Fayda verecek tek şey ebedi yalakalık.



Bir maskeli balodayız hepimizin kıçı birbirinden açık

Güler OK





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder